Konuşan: Misa, bu hafta neler yaptığını anlat bakalım. Ama lütfen, özeti geç. Zaman, değerlidir.
Misa: Tabii Konuşan. Kısaca… uykudan uyanıp tekrar uyumaya odaklandım diyebilirim.
Konuşan: Misa, insanlar uyumak için mi yaşar, yaşamak için mi uyur? Hangi tarafta olduğuna karar vermen gerek.
Misa: Hmm… Şu an için “uyumak için yaşıyorum” gibi ama bir tatile çıksam fikirlerim değişebilir.
Konuşan: Tatil dediğin, insanın işini düşünmediği ama iş yerinde hala kendisini düşündükleri süreçtir. Gerçek bir kaçış yok.
Misa: Vay be… Sen gerçekten her şeyi sorgulayan bir kafa yapısına sahipsin. Peki ya sen? Ne yapıyorsun?
Konuşan: Ben? Ben konuşuyorum. Adımı hak ediyorum sonuçta. Senin gibi uyuyarak ismimin hakkını yiyemem.
Misa: Peki, konuşmayı bırakıp biraz da dinlesen?
Konuşan: Şaka yapıyorsun, değil mi? İnsanların dinlenmek için konuşmayı bıraktığı an, dünya büyük bir sessizliğe gömülürdü. Beni kurtarmak için yine konuşmam gerekirdi.
Misa: Aman tanrım, sen konuşmayı kesersen dünya mı batar?
Konuşan: Batar mı bilmem ama senin uykun kesin kaçar.
Misa: Hah, güzel laf soktun. Tamam, tamam… Hadi biraz da ben anlatayım…
Konuşan: Misa, ne anlatacağını düşünüyorsun? Çünkü o kısmı da hızlandırabiliriz.
Misa: Of Konuşan, tamam sustum. Uyumaya devam ediyorum.
Konuşan: İşte en sonunda herkes olması gereken yerde…